indirdik


5 Mayıs 2012 Cumartesi

PATATES ÇORBASI TARİFİ


LEZZETLİ TERBİYELİ PATATES ÇORBASI TARİFİ – PATATES ÇORBASI NASIL YAPILIR

Dün akşam Neşeli Şef’ im ile evde sıkıldık, biraz hava alalım deyip dışarı çıktık.   Onbeş dakikalık bir yürüyüşten sonra sahile vardık, banklardan birine oturduk.  Neşeli Şef’in ayaklarında 46 numara sabo varsa cebinde de akrep var.  Hiç değilse bir çay bahçesine gitseydik de tavşan kanı içseydik.   Yok efendimmiş, ne gerek varmış, hem akşam vakti koyu çay içip uykumuz mu kaçsınmış.  Hava temiz, deniz güzel, oturup seyredeyimmiş.  Nesini seyredeyim, seyirlik bir şey de yok ki.  Bank, yürüyüş yolu, foşurtulu dalgalarıyla deniz.   Sanki fotoğrafa bakıyorum…. 

Taaa ki arkamızdan gelen havlama sesini duyana kadar! Meğer mahallenin deli köpeği Çamur yürürken bizi takip etmiş!  Neşeli Şef’ imi çok sevdiğinden (!)  sevgi dolu bir atlayış ile Şef’ imin yanında bitiverdi, paçasına yapıştı.  Şef’ im paçasını kurtardı başladı koşmaya.  Bizimki önde Çamur arkada tozu dumana kata kata dönüyorlar.  Sahilin kenarına fazla gelmişler, dört dönerken ikisi birden suya düşmez mi!  Neyseki sahilde su derin değil,  ancak dizlere kadar geliyor.  Bizim Şef  sular damlaya damlaya çıktı denizden.  Hem söyleniyor hem Çamur’u çıkarıyor.  Çamur efendi karaya ayak basınca silkinip Şef’imin kuru kalan (kaldıysa tabii) son yerlerini de ıslatarak ve Şef’ in paçasından son bir ısırık alarak mahalleye doğru koşuya geçti.
“Şef’ im bu havada yüzülür mü? Hem madem yüzecektin keşke mayonu içine giyseydin” dedim, bir ıslaklık oldu, anlamadım.  Meğer beni neşe (!) içinde suya itmiş.  İkimiz de sudan çıkmış balığa döndük, evin yolunu tuttuk.   Çamur’la güreşirken Şef’ im anahtarı denize düşürmüş olacak ki kapıda kaldık.  Ben zaten dımdızlak çıkmıştım.  Kapıda titreşirken öbür komşumuz - Neriman Teyze Nero' nun arkadaşı Nazmiye (ona Nazmiye Hala deriz. bendeniz Yamak’ı türk kahvesiyle ilk tanıştıran kişidir.  Çocukken beraber su bardağında gizli gizli şekerli kahve içerdik.  Hey gidi günler….) bizi gördü ve “Palamut balığı gibi olmuşsunuz Haytalar! Gelin bakayım üşümeyin” diyerek evine aldı.  Hem ıslağız, hem açız, bedbaht olmuşuz.  Nazmiye hala hemen iki tabak çıkarttı bize.  Yeni patates çorbası yapmış, içimiz ısınsın diye ikram etti.  Ne de güzel yapmış.  Hemen tarifini aldım (meğerse o da Neşeli Şef'imden almış tarifi.  Ben şimdi isyan etmez miyim!) Bu Yamak hep sizin için çalışıyor.  Buyrun beraberce bakalım,  enfes patates çorbası tarifine:

Neşeli Şef' tan alınma Nazmiye Hala usulü enfes Patates Çorbası için gerekli malzemeler:
2 su bardağı et  suyu
2 su bardağı su
3 patates
1 kuru soğan
2 yemek kaşığı tereyağı
1 yemek kaşığı un
1 su bardağı süt
1 yumurta
Tuz, karabiber

Sos için:
1 çorba kaşığı tereyağ
1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
Nazmiye Hala Neşeli Şef'ten tarifini aldığı patates çorbasını nasıl yapıyor:
Efendim önce patatesleri soyup, irice kesiyor  ve tuzlu suya koyuyor.
Sonra soğanları yemeklik kesiyor, ve tencerede kızdırdığı yağda kavuruyor.
Soğanlar pembeleşince unu da ekleyip kavurmaya devam ediyor.
Unu çok kavurmuyor ama, rengi hafif döndüğünde içine yavaş yavaş ve karıştıra karıştıra su/et suyunu ekliyor.
Patatesleri, tuzu-karabiberini de koyup kaynamaya bırakıyor.
Patatesler iyice yumuşadığında tencereyi ocaktan alıyor.
Başka bir tencereye tel süzgeçi oturtup, patatesleri eze eze bütün karışımı süzgeçten geçiriyor. 
Diğer tencereye süzülen çorbayı yine ateşe koyup bir taşım kaynatıyor.
(Tabi Nazmiye Hala eski usul yapıyor ama siz blenderdan geçirebilirsiniz, daha kolay olur hem kollarınız yorulmaz hem de posası da için de kalmış olur.)
Başka bir kapta sütü ve yumurta sarısını karıştırıp terbiye yapıyor ve yavaş yavaş karıştıra karıştıra çorbaya yediriyor.
Bir iki kere daha karıştırıp ateşten alıyor.
 
Şimdi bir soslukta 1 çorba kaşığı tereyağını eritip, kırmızı pul biberleri de ekliyor ve kızdırıyor.
Kaselere koyduğu çorbanın üzerine bu kırmızı sostan gezdirip öyle ikram ediyor.

Bu sabah yazarken bile ağzım sulandı.   Neşeli Şef’ im komşumuz Nazmiye hala ile sabah kahvesi eşliğinde koyu bir sohbete daladursun, ben dünden kalan o güzel çorbanın peşindeyim...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder